Yeşil Binalar ve Yeşil Yerleşimler: Sürdürülebilir Bir Geleceğe Doğru

Makale Tarihi: 29 Aralık 2023
Yazar: Sinem Handırı



Günümüzde çevresel duyarlılık giderek daha önem kazanırken, inşaat sektörü sürdürülebilirlik yolunda önemli bir değişim yaşamaktadır. Yeşil binalar ve yeşil yerleşimler, iklim değişikliği ile mücadelede ve insan etkinliklerinin çevresel etkisini azaltmada önemli bir rol oynayan unsurlar olarak ortaya çıkmıştır. Bu alan çok yönlü çalışma gerektirmektedir, inşaat mühendisleri, peyzaj mimarları, iç ve dış mimarlar, çevre mühendisleri ve daha nice sektörün entegre çalıştığı bir alandır. Doğada tahribata yol açan sektörlerden biri olan inşaat sektör’üne getirilen bu yenilikçi ve sürdürülebilir yaklaşım, uzun solukta geleceği daha çevreci bir şekilde inşaa etmemize yol açacak yeni bir kapı olarak görülebilir. Sürdürülebilir mimari ve yeşil tasarım, yapı ortamlarıyla ilgili bilimsel çalışmalarda giderek artan bir odak noktası haline gelmiştir. Bu nedenle, binaların çevresel değerlendirmesi ve enerji performansı bağlamında, yeşil ve çevre dostu binaların gelişimiyle ilgili mevcut teorik bakış açıları, eğilimler, uygulamalar ve kısıtlamalar konusunda bir genel bakış sunmak son derece önemlidir.

Yeşil binalar’ın kurulması sırasında bina enerji verimliliği, binaların termal performansı ve malzeme verimliliği, sürdürülebilir enerji performans göstergeleri’nin değerlendirme sürecinde tamamen göz önünde bulundurulması gereken önemli parametreler olarak kabul edilir. Joelsson’un araştırmasına göre, enerji tüketimini azaltma ve çevre üzerinde negatif etkileri gözle görülür bir biçimde etkileme konusunda yeşil binaların etkinliği açısından, enerji taleplerini azaltma, enerji verimliliğini artırma ve pasif tasarım teknikleri’nin uygulanması gibi temel stratejiler bulunmaktadır. Benzer şekilde, uygun bina dış yüzeyleri’nin kullanımı, özellikle konut binalarında, bir binadaki gömülü enerji dağılımı’nın yarısından fazlasında etkilidir.

Bu hedefler ile ortaya çıkan yeşil bina ve yerleşim yerleri’nin temel prensipleri; enerji verimliliği, su tasarrufu, sürdürülebilir malzemeler, arsa seçimi, tasarım ve atık azaltımına gidilmesidir.

Enerji verimliliği açısından baktığımızda yeşil binalar, yenilikçi tasarım ve teknoloji ile enerji verimliliğine öncelik verir. Bu bağlamda yeşil yapılarda enerji verimliliğini sağlayan cihazlar, aydınlatma sistemleri ve HVAC (ısıtma, havalandırma ve klima) sistemlerinin kullanımını içerir. Ayrıca, güneş panelleri ve rüzgar türbinleri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonu bir binanın karbon ayak izini önemli ölçüde azaltabilir. Uluslarası alanda, bina inşaası ve işletmesiyle ilişkilendirilen enerji tüketimine bağlı karbon dioksit (CO2) emisyonları’nın azaltılmasına yönelik yenilikçi yaklaşımları teşvik etmek, çevre mühendisliği bakış açısından önemli bir mesele olarak kabul edilmektedir. Çevre dostu tasarım ve enerji verimliliği, bina ömrü boyunca enerji tüketimini azaltarak çevresel etkileri en aza indirir.

Bir diğer temel prensip olan su tasarrufu küresel çapta artan su kıtlığı nedeniyle önemli bir kilometre taşı olarak görülebilir. Yeşil binalar, düşük akışlı armatürler, yağmur suyu toplama sistemleri, akıllı sulama sistemleri ve suyun tekrar kullanılabilirliği için gri su geri dönüşümü gibi su verimliliği teknolojilerini benimseyerek bu zorluğa çözüm getirir. Bu stratejiler sayesinde yeşil binalar sadece su tüketimini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda su kaynaklarını daha sürdürülebilir bir şekilde yöneterek çevresel etkileri de en aza indirir. Çevre dostu bina tasarımları, suyun etkin bir şekilde kullanılmasını teşvik ederek, su krizinin yaşandığı dönemde çevresel sürdürülebilirliği destekler ve yeşil binaların yaygın olduğu toplumlara su kaynaklarını koruma ve etkin kullanım konusunda liderlik etme fırsatı sunar.

Sürdürülebilir malzemeler inşaat sektörü’nün çoğunlukla tercih etmediği bir yöntemdi. Herhangi bir binanın inşaası yapılırken genellikle çevresel etkisi yüksek kaynak kullanımını gerektiren malzemeler kullanılır. Sürdürülebilir malzemeler genellikle geri dönüştürülmüş içeriklere sahip, doğal kaynakları daha az tüketen ve üretim süreçlerinde az enerji harcayan malzemelerdir. Bu malzemeler arasında, geri dönüştürülmüş ahşap, çelik, alüminyum, cam ve diğer geri dönüştürülmüş metaller bulunmaktadır. Ayrıca, bambu gibi hızla yenilenebilir doğal kaynaklar da sıklıkla tercih edilen malzemeler arasındadır. Sürdürülebilir malzemelerin kullanımıi çevresel etkileri azaltarak karbon ayak izini düşürmeye yardımcı olurken, aynı zamanda doğal kaynakların korunmasına ve atık miktarının azalmasına katkı sağlar.

Arsa seçimi ve tasarım birlikte değerlendirilebilecek iki konudur. Stratejik arsa seçimi ve düşünceli tasarım, yeşil bina inşaasının önemli unsurlarını oluşturur. İdeal bir arsa seçimi, doğal ekosistemlere minimum zarar veren, taşıma maliyetlerini azaltan ve çevresel sürdürülebilirliği destekleyen bir temel oluşturur. Yeşil bina tasarımında, arazinin topografyası, güneş ışığına maruz kalma süresi, rüzgar yönetimi ve su toplama potansiyeli gibi faktörler dikkate alınarak optimum bir konum belirlenir. Arazi üzerindeki mevcut bitki örtüsü ve doğal özellikler, mümkünse korunur ve peyzaj tasarımında kullanılır. Bunlara ek olarak, yağmur suyu toplama sistemleri ve atık su geri kazanım sistemleri gibi su yönetimi stratejileri entegre edilir. Bu sayede bina yaşam döngüsü boyunca kaynakları daha etkili kullanmayı ve çevresel etkileri en aza indirmeyi amaçlar.

Yeşil bina tasarımında atık azaltımı, hem inşaat sürecinde hem de bina işletme aşamasında atık miktarını minimumda tutmayı amaçlar. Yeşil binalardaki atık yönetimi geri dönüşüm, malzeme yeniden kullanımı ve atık yönetim planlarını içerir. Atık azaltım stratejisi hem inşaat sürecinde hem de bina işletme aşamasında atık miktarını minimum düzeyde tutma yönündedir. İnşaat sırasında atık miktarını azaltmak için, malzeme kesimleri ve diğer atıkların geri dönüşüm tesislerine gönderilmesi ve tekrar kullanılabilir malzemelerin depolanması gibi uygulamalar



benimsenir. Yeşil binalar genellikle enerji ve su tasarrufu sağlayan sistemlere sahip olduğundan, işletme aşamasında ortaya çıkan atık miktarı da azalır. Atık azaltım stratejileri arasında atık sınıflandırma ve geri dönüşüm programlarının uygulanması, su tasarrufu sağlayan armatürlerin kullanımı, enerji verimli aydınlatma sistemlerinin tercih edilmesi ve atık suyun tekrar kullanımı gibi çeşitli uygulamalar bulunmaktadır. Bu stratejiler, depolama alanlarının yükünü hafifletir ve inşaat endüstrisinde döngüsel ekonomiyi teşvik eder.

Yeşil binaların günümüzde kabul görmesinin ardından çeşitli sertifikasyonlar hayatımıza girdi. Yeşil bina sertifikasyonu, bir binanın çevresel etkilerini ölçmek ve azaltmak için bir çerçeve sağlar. Bu sertifikasyonlar, LEED (Leadership in Energy and Environmental Design), BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method), Green Star ve diğer ulusal veya uluslarası sertifikasyon programları aracılığıyle elde edilebilir. Bu programlar, bir binanın enerji verimliliği, su tasarrufu, malzeme seçimi, iç hav kalitesi ve sürdürülebilir siteler gibi çeşitli kriterlere göre değerlendirilmesini kapsar. Yeşil bina sertifikasyonu, sadece çevre için değil aynı zamanda ekonomik ve sosyal açıdaan da bir dizi avantaj sağlar. Enerji tasarrufu, işletme maaliyetlerini azaltabilir ve uzun vadede yatırım getirisini arttırabilir. Ayrıca sürdürülebilir malzeme kullanımı ve yerel toplulukları destekleme çabaları, sosyaal sorumluluk anlayışını vurgular.

Günümüzde, Türkiye’de inşaat sektörü sürdürülebilirlik ve çevre dostu uygulamalara yönelik artan bir ilgi göstermektedir. Bu bağlamda, yeşil bina sertifikasyonları, çevresel etkileri azaltan, enerji verimli ve sürdürülebilir binaların tasarımını ve inşaasını teşvik etmek adına da önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye’de uygulanan yeşil bina sertifikasyonlar:

1. ÇEDBİK (Çevre Dostu Bina Sertifikası):

ÇEDBİK, Türkiye’de geliştirilen ve yerel olarak uygulanan bir yeşil bina sertifikasyon programıdır. Bu program, enerji verimliliği, su tasarrufu, malzeme kullanımı, iç hava kalitesi ve çevresel etkiler gibi çeşitli kriterlere odaklanarak binaların sürdürülebilirliğini değerlendirir. ÇEDBİK sertifikası, çeşitli bina tipleri için uygundur ve Türkiye’deki birçok projede kullanılmaktadır.

2. LEED Türkiye:

LEED, uluslararası düzeyde yaygın olarak kullanılan bir yeşil bina sertifikasyon sistemidir. Türkiye’de de LEED sertifikasyonları, enerji, su, malzeme ve çevresel kalite açısından yüksek standartlara sahip binalar için uygulanmaktadır. Türk Yeşil Bina Konseyi, LEED sertifikasyonlarını ülkede yaygınlaşmasını teşvik etmek için çalışmalar düzenlemektedir. Şu an Türkiye’de yeşil bina sertifikası bulunan 765 proje’nin 565’i LEED sertifikalı projelerdendir.

3. BREEAM Türkiye:

BREEAM, bir diğer uluslararası yeşil bina sertifikasyon sistemidir. Türkiye’de BREEAM sertifikasyonu, bina performansını çeşitli kategorilerde değerlendirerek sürdürülebilirlik standartlarına uygunluğunu belirler. BREEAM, enerji verimliliği,

ekosistem koruma, su yönetimi ve sosyal etki gibi faktörlere odaklanır. ÇEDBİK’e göre 591 sertifikasyonlu bina arasındaan 70 proje BREEAM sertifikasına sahip projelerdir.

Türkiye’de de gün geçtikçe yeşil bina sertifikasyonları yayılmaktadır. 8 Aralık 2014 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca Yeşil Bina Yönetmeliği yayımlandı. Bu yönetmelikle beraber Türkiye yeşil bina ve sürdürülebilirlik kavramları ile ilgili özgün marka değeri olan yerleşim yerleri elde edebilecek. Tüm dünyada da gönüllü olarak sürdürülebilirlik alanında devam eden yeşil bina sertifikasyon uygulamaları için Bakanlık tarafınca hazırlanan bu yönetmelikte;

  • Kurulacak olan bağımsız komiteler sayesinde sürdürülebilirlik ve yeşil bina alanında faaliyet göstermek isteyen tüm belgelendirme sistemleri ve uzmanlarının temel kriterleri belirlenecek,
  • Belgelendirme kuruluşu olarak görev yapmak isteyen kurum ve kuruluşların özellikleri belirlenecek,
  • Ülkemizdeki tüm sürdürülebilir yeşil bina ve yerleşmelerin bilgileri, uzmanların ve belgelendirme kuruluşlarının bilgileri oluşturulacak Ulusal Yeşil Bina Bilgi Sistemi (UYBBS) adı altında kayıt altına alınarak farkındalık oluşturulacaktır.

Sürdürülebilir kentsel gelişimin önemli bir unsuru olarak öne çıkan yeşil binalar, iklim değişikliğiyle mücadelede kilit bir rol oynuyor. Bu binalar, enerji tasarrufunu hedefleyerek, yenilenebilir kaynaklara odaklanarak ve doğaya en az zarar vererek inşaa ediliyor veya yenileniyor. Bu çabaların bir belgesi olarak da “Yeşil Sertifika” veriliyor. Türkiye Çevre Ajansı tarafından uygulanan Yeşil Sertifika süreci, binaların ve yerleşim alanlarının çevresel etkilerini en aza indirmak amacıyla doğal kaynakları ve enerji verimli bir şekilde kullanmalarını değerlendirmek ve sertifikalandırmak için oluşturulmuş bir sistemdir.



Bu süreçler yeşil sertifika uzmanları, değerlendirme uzmanları ve eğitici kuruluşların nitelikleri ile birlikte “Binalar ile Yerleşmeler için Yeşil Sertifika Yönetmeliği” tarafından belirlenen usul ve esaslara dayanır.

Türkiye Çevre Ajansı, yönetmelik kapsamında sertifika başvurularını inceleyerek, değerlendirme kılavuzlarına uygun nitelikteki binaları ve yerleşim alanlarını sürdürülebilir çevresel, sosyal ve ekonomik performanslarına göre değerlendirir ve bu kriterleri sağlayan bina ve yerleşmelere ilgili sertifikayı düzenler.

Bu sertifika süreci basamakları ile aşağıdaki gibi ilerler;

  1. Yeşil Sertifika almak isteyen kurumlar, bina ve yerleşme sahipleri, Yeşil Sertifika Uzmanları ile iletişime geçmek için “https://meslekihizmetler.csb.gov.tr” internet sitesini ziyaret ederler.
  2. Bina ve yerleşme sahipleri, anlaşma sağladıkları Yeşil Sertifika Uzmanı (YESU) ile aralarında sözleşme imzalar.
  3. YESU’lar, sisteme başvurmak için “www.yestr.csb.gov.tr” adresine giriş yapar. YESU, sözleşme ve oluşturulan proje bilgilerini sisteme yükleyerek Türkiye Çevre Ajansı’na gönderir.
  4. Başvuru’nun onaylanabilmesi için başvuru ücretleri Emlak Katılım Bankası’na “… Projesi Yeşil Sertifika Kayıt Ücreti” açıklaması ile yatırılır ve dekont Türkiye Çevre Ajansı’na iletilir.
  5. Türkiye Çevre Ajansı evrakları inceledikten sonra eksik bulunmuyorsa Yes-TR üzerinden yapılan başvuruyu onaylar.
  6. Başvuru onaylandıktan sonra YESU, modüllere ait kriterlerin kanıt belgelerini Yes-TR üzerinden sisteme yükleyerek Türkiye Çevre Ajansı’na gönderir.
  7. Kanıt belgeleri, ilgili Yeşil Sertifika Değerlendirme Uzmanları (YESDU) tarafından incelenir. Gerekli kriterler sağlanıyorsa sertifika onaylanır.
  8. Sertifikasyon sürecinin olumlu sonuçlanması durumunda, sertifikasyon ücreti o yıla ait yeniden değerleme oranına göre güncellenir. Emlak Katılım Bankası’na “… Projesi Yeşil Sertifika Ücreti” açıklaması ile yatırılır ve dekont Türkiye Çevre Ajansı’na teslim edilir.
  9. Onaylanan proje sertifikası imzalanarak sahibine gönderilir ve Yes-TR veritabanında sisteme kaydedilir.
  10. Eğer sertifikasyon süreci olumsuz sonuçlanırsa herhangi bir para iadesi yapılmaz.

Bu basamaklar ile Yeşil Sertifika’ya sahip olmak isteyen bina sakinleri, sahipleri ve işletmeler başvurularını tamamlayıp, uygun koşullar da sağlanırsa sertifikaya sahip olabilirler.

Yeşil Binaların Avantajları:

Yeşil binaların belki de en önemli avantajı, çevreye karşı olan olumlu etkileridir. Enerji tüketimini azaltmak, suyu korumak ve döngüselliğini sağlamak, sürdürülebilir uygulamaları benimsemek, bu binaların ekosistemleri ve biyoçeşitliliği korumaya katkıda bulunur. Bu uygulamaların başlangıçta maaliyeti yüksek gibi görünse de, genellikle uzun vadeli faydalar yatırımı aşar. Enerji verimli sistemler, düşük fatura maaliyeti sağlar ve bu da mali tasarrufu birbirinde getirir. Sürdürülebilir malzemelerin kullanımı, bakım ve değiştirme maaliyetlerini azaltabilir ve kişi, kurum veya kuruluşlara binalarında tasarrufa götürmüş olur.

Yeşil binalar, iç mekan kalitesine öncelik verir ve bu da iç hava kalitesini ve konut sağlığını arttırır. Doğru havalandırma, toksik olmayan yapı malzemeleri ve iç mekan bitkileri, daha sağlıklı ve konforlu bir yaşam ve çalışma ortamı yaratır. Pazar değeri ve kiracı çekiciliğini düşünürsek yeşil binalar yatırımcı çekmek konusunda tercih edilebilecek bir dizayn yönetimidir. Ayrıca toplumda bilinçsellik arttıkça kiracılar da bununla doğru orantılı olarak daha sürdürülebilir binalara yönelmeye başlayacak ve başlıca binalar arasında da yeşil binalardan söz edilecektir. Bu tür mülklerin piyasa değeri genellikle daha yüksektir ve işletmeler düşük işletme maaliyetleri ve olumlu çevresel yönetim nedeniyle böyle binaları tercih etmektedir.

Küresel topluluk iklim değişikliği ve kaynak tükenmesi gibi zorluklarla başa çıkarken, yeşil binaların ve yeşil yerleşimlerin önemi büyüktür. Bu sürdürülebilir yapılar, sorumlu inşaat uygulamalarını simgeler ve daha çevre dostu ve dirençli bir gelecek için bir plan sunar. Enerji verimliliği, su koruma, sürdürülebilir malzeme kullanımı ve atık azaltımı ilkelerini benimseyerek, yeşil binalar, sadece yapılar değil, aynı zamanda gezegenle daha sürdürülebilir ve uyumlu bir yaşam için kılavuzlardır.

Kaynaklar

  1.  Amir Hoseini, Ghaffarian Hoseini, Nur Dalilah Dahlan, Umberto Berardi, Ali Ghaffarian Hoseini, Nastaran Makaremi, Mahdiar Ghaffarian Hoseini, 2013. Sustainable energy performances of green buildings: A review of current theories, implementations and challenges.
  2. Raed Fawzi Mohammed Ameen, Monjur Mourshed, Haijiang Li, 2015. A critical review of environmental assessment tools for sustainable urban design.
  3. Sam Kubba PH.D., LEED AP, 2017. Chapter Two – Components of Sustainable Design and Construction.
  4. ÇEDBİK, Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği. https://cedbik.org/tr
  5. LEED Sertifikası, https://www.xn--leedsertifikas-jgc.com/
  6. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Binalar ile Yerleşmeler için Yeşil Sertifika Yönetmeliği.
  7. Türkiye Çevre Ajansı, 2021. Yeşil Sertifika Nasıl Alınır? Yeşil Sertifika Süreci Nasıl İ... (tuca.gov.tr).